8 Kasım 2016 Salı

HÜRRİYET GAZETESİ; 01 KASIM 2016 & Merhum Süleyman DEMİREL 92. doğum gününde mezarı başında anıldı. Düzenlenen anma törenine, 13. Dönem İzmir ve 14. Dönem Kayseri Milletvekili Enver TURGUT da katıldı ve merasimde hazır bulundu

DEMİREL'İN 92'NCİ DOĞUM GÜNÜNDE MEZARI BAŞINDA ANILDI
Mehmet ÇINAR- Mehmet ERÇAKIR- Ali ÇEVİKBAŞ/ ISPARTA, (DHA) 
DOKUZUNCU Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 92'nci doğum gününde, Isparta'ya bağlı İslamköy'deki Çalcatepe'de bulunan mezarı başında anıldı. Geçen yıl 17 Haziran'da 90 yaşında yaşamını yitiren Süleyman Demirel'in doğum günü için doğduğu İslamköy'ün girişinden itibaren köy içerisindeki birçok noktaya posterleri asıldı. Demirel'in doğum günü çelenkleri arasında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'in çelengi de dikkat çekti. Kırmızı karanfillerle süslenen Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Demirel'in mezarına 'Cumhurbaşkanı' ve 'Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı' yazılı çelenkler bırakıldı.
Mezarı başındaki doğum günü ve anma törenine TBMM eski Başkanı İsmet Sezgin, eski bakanlar Yaşar Topçu, Esat Kıratlıoğlu, Hamdi Üçpınarlar, Kayseri ve İzmir Milletvekili Enver TURGUT, Vefa Tanır, Isparta Valisi Şehmuz Günaydın, Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın, Demirel'in doktoru Aylin Cesur ve çok sayıda seveni katıldı. Törende adını taşıyan Süleyman Demirel Üniversitesi'nden ve İslamköy İlkokulu'ndan öğrenciler de Demirel'i doğum gününde yalnız bırakmadı. 
DOĞUM GÜNÜ ARKADAŞLARI
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunduğu Demirel'i anma programında, onunla uzun yıllar birlikte siyaset yapan isimler İsmet Sezgin, Esat Kıratlıoğlu, Yaşar Topçu, Hamdi Üçpınarlar ve Vefa Tanır, üzerinde 'Doğum Günü Arkadaşları' yazılı kırmızı karanfillerle süslü bir çelengi Demirel'in mezarına bıraktı. Törende Kuran-ı Kerim okunarak, dua da edildi. Törende Demirel'in eski çalışma arkadaşları ve dostları olan eski bakanlar Demirel'i anlattı.
ESKİ DOSTLARI DEMİREL'İ ANLATTI
Türkiye'ye en az 60 yıl hizmet eden büyük bir adamın anısını ifade etmenin çok zor olacağını belirten İsmet Sezgin, "Ne mutlu Ispartalılara, bu daracık köyden iyi yetişmiş, dünyanın dört bir tarafını bilen ve dünyada sevilen, sayılan, inanılan bir lideri çıkarmış olması bu köy için fevkalade önemlidir. Ölüsünün gördüğü itibar en az dirisi kadar kıymetli olan, en az dirisine gösterilen itibar kadar değerli olan bir büyük insan için toplandık. Demirel deyince akla demokrasi, özgürlük, bağımsızlık, korkusuz yaşanan bir ülke, konuşan bir ülke geliyor. Akla her şeye rağmen karşı durmasını bilen, cesaretle, olayların üzerine giden yepyeni bir ruh, kafa ve iman geliyor. Sayın Demirel üç beş kısa cümleyle geçiştirilecek bir lider değildir. Demirel Türkiye'yi değiştiren, yön veren ve Türkiye'de demokrasiyi işleten, çalışan bir ülke yaratan, ülke ve ulusuyla bölünmez bir bütün şeklinde getirdiği devleti yücelten ve devletin içte ve dışta saygınlığını artıran, bu saygınlık içinde vatandaşımızın daha iyi yaşadığı, güvenli olduğu, yarına daha emniyetle baktığı bir ülke ve onun insanları olmuştur" dedi.
TÜRKİYE İÇİN ÇOK BÜYÜK KAYIP
Özellikle içinde bulunulan dönemde Demirel gibi büyük bir devlet adamının olmayışının Türkiye için büyük kayıp olduğunu kaydeden Sezgin, çok kısa bir zamanda onun anıt mezar inşaatının başlayacağını da açıkladı. İsmet Sezgin, "İslamköy'e, Isparta'ya, Türkiye'ye, dünyaya yaraşan bir anıt yükselecektir. İşte o anıt Türkiye'nin geleceğidir, Türkiye'nin geçmişinden bugüne getirdiği, taşıdığı yenilikleri, güzellikleri, insan sevgisi, dostluk, merhamet, her şeyden önce insana değer vermektir. Sayın Demirel için ne söylesek az. Hepimizin beyninde, ciğerinde, ellerimizde, kollarımızla, vücudumuzda, anılarımızda çok büyük yeri olan bir zattır" dedi.
'AŞIK OLDUĞUN TOPRAKLARDASIN'
Demirel'in mezarı başında Demirel'e seslenen eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu, "Sayın Genel Başkanım, Başbakanım, Cumhurbaşkanım aşık olduğun bu toprakta, uğruna ömrünü feda ettiğin, hizmetini memleketinle birleştirdiğin bu torağın bağrında senin doğum gününü kutlamak için geldik. Cenabı Allah sana cennetin en iyi mekanını bahşetsin" dedi. Demirel'i 1955 yılında tanıdığını belirten Esat Kıratlıoğlu, yanından hiç ayrılmadığını ve bütün hizmetlerine şahit olduğunu anlattı.
'NE ŞAPKASINI ALIP GİTMESİ'
Demirel 1965 yılında iktidara geldiğinde Türkiye'de 70 bin yerleşim merkezinin ancak 264'ünde elektrik olduğunu kaydeden Kıratlıoğlu, "Kahrolası 12 Eylül 1980 ihtilalinde ayrıldığımız zaman köylerimizin yüzde 75'i elektriğe kavuşmuş, yüzde 25'i de inşaat halindeydi. Bu memlekette sanayinin temelini sen attın. Rafineriler senden başka bir daha rafineri görmedi. Bütün sanayi tesislerinin bugünkü ana varlığını sen meydana getirdin. Ve memleketimizin hürriyet aşkı diye yandığı zaman onun mücadelesini en iyi sen verdin. Demirel şapkasını alıp giden bir insan değildi. Demirel'i hep yanlış takdim etmişlerdir. Ne şapkasını alıp gitmesi. O şapka sayesinde Türkiye gölgeye, hürriyete kavuştu" diye konuştu.
CİLTLERE SIĞMAZ
Demirel dendiği zaman ciltlere sığmayacak kadar çok şey yazmanın mümkün olduğunu belirten Yaşar Topçu ise Demirel'i şöyle anlattı; "Demirel cumhuriyettir, demokrasidir, inançtır, en önemlisi hoşgörüdür. Kendisi de 'Ben cumhuriyetim' derdi. Hayatımda çok siyaset adamıyla, birçoğunun avukatı olarak da ilişkim oldu. Demirel gibi hoşgörü sahibi, engin bir ufka sahip ve hayatını o ufka ulaşmak, milletini ulaştırmak için hoşgörü içerisinde vakfetmiş başka bir lider tanıyamadım" dedi.
Demirel'in kendisine bir köy kahvesinde küfür eden ve başbakana hakaretten tutuklanan bir vatandaşla ilgili hikayesini de anlatan Topçu, Demirel'in 'Biz o vatandaşa kim bilir farkında olmadan nasıl bir kötülük ettik, nasıl sıkıştırdık, ona yanlış bir şey yaptık da sövdü. Durup dururken bir ülkenin vatandaşı o ülkenin başbakanına sövmez. Benim sizden ricam, size şoför de versinler git adamı çıkar hapisten" diyerek, 600 km uzaklıktaki bu yere gönderdiğini ve adamı hapisten çıkardığını anlattı.
'BİZİM ASKERİMİZİN DEMOKRASİ TERBİYESİ YOK'
Demirel'in bir Cumhuriyet çocuğu olduğunu belirten Yaşar Topçu, başkanlık sistemi tartışmalarına dikkat çekerek, "Türkiye 8 senedir yerinde sayıyor. Tek başına iktidar var, istikrar söylemi var. Ama 2008'den bu tarafa da 8 senedir olduğu yerde sayıyor. Bunun rejimle sistemle alakası yok. Kalkınma özgürlük, demokrasi ve bir kafa işidir. Ona inananların başa gelip ülkeyi yönetmesi işidir. Çok yanlış, parlamenter rejim Türkiye'yi tökezletmedi. Darbe oldu. Ne yani başkanlık istemi olunca olmayacak mı, askerin ne yapacağını bilemezsiniz. Bizim askerimizin demokrasi terbiyesi yok. Gönül ister ki bunlar hiç olmasın. 1971 muhtırasında Demirel muhtırayı verenleri görevden almak için kararnameyi hazırladı, cumhurbaşkanına gitti. Cumhurbaşkanı imzalamadı. Arkasından siyasiler Demirel'i suçluyor. Şapkasını alıp gitti diyorlar. Demirel şapkasını alıp falan da gitmedi. Çekildi evine. Onun için bizim askerimizin demokrasi terbiyesi alışkanlığı demokrasiye olan bağlılığı tartışmalı. Ama dediğim gibi bunun sistemle alakası yok kafa meselesidir" diye konuştu.
AYLİN CESUR: ÖZLÜYORUZ
Törende Demirel'in uzun yıllar doktorluğunu yapan ve yanından hiç ayrılmayan doktoru Aylin Cesur ise duygularını şöyle ifade etti:
"1 Kasım sayın Cumhurbaşkanımızın doğum günü. Kendisi 1 Kasımları önemserdi. Her sene 1 Kasım'da Türkiye'nin birçok yerinden binlerce insan ziyaretine gelmek isterdi. Onlar geldiklerinde bir muhasebe yapardı. Bu hem hizmetle geçen 40 yılın hem de Cumhuriyetin muhasebesiydi. Çünkü Cumhuriyet haftasına rast gelir. O yüzden 1 Kasım'ı çok severdi. Bütün ömrü Cumhuriyetin kazanımlarını anlatmakla geçti. Arkadaşları yine doğum gününde kendisini ziyaret etmek ve mezarı başında dua etmek istediler. Demirel Vakfı böyle bir tören tertipledi. Törenin burada yapılmasının maneviyat bakımından önemi var, hem de ömrünü adadığı iki dava var. Biri demokrasi diğeri kalkınma mücadelesidir. Çalcatepe kalkınma mücadelesinde önemli bir yere sahip. Çocukluğunda burada koyunlarını otlatırken bu tepenin ardında bir medeniyet var mı o medeniyet buraya getirilir mi davasını daha 5 yaşında kafasına koymuştu. Ve bir ömür boyunca o medeniyeti Türkiye'nin her tarafına götürmeyi hedefledi. İkinci merkezi de Güniz Sokak'tır. O da demokrasi davasının en önemli merkezidir. Aziz hatırasının önünde saygı ile eğiliyoruz. Özlemle doluyuz. Olmadığı için buruğuz."
90 YAŞINDA VEFAT ETTİ
1 Kasım 1924 tarihinde doğan Süleyman Demirel, 17 Haziran 2015'te yaşamını yitirdi. Türkiye'nin 9'uncu Cumhurbaşkanı olan Demirel, 1965- 1993 tarihleri arasında 7 farklı hükümette toplam 10 yıl 5 aylık süreyle başbakanlık görevinde bulundu. Ayrıca, 1964'ten 1980 yılına kadar Adalet Partisi, 1987-1993 yılları arasında ise Doğru Yol Partisi genel başkanı olarak görev aldı. Demirel, siyasi kariyeri boyunca birçok ilki gerçekleştirdi. Türkiye'nin çok partili sisteme geçtiği 1946'dan sonraki dönemde, kurduğu 7 hükümetle en çok hükümet kuran siyasetçi, Türk siyasi tarihinde İsmet İnönü ve Recep Tayyip Erdoğan'dan sonra en uzun süre görev yapan başbakan, 41 yaşında başbakanlık koltuğuna oturan en genç başbakan, 40 yaşında parti genel başkanı olan en genç politikacı ve 30 yaşında bir kamu kurumuna atanan en genç genel müdür rekorlarını kırdı. Süleyman Demirel, 17 Haziran 2015'te, tedavi gördüğü hastanede solunum yolu enfeksiyonu ve kalp yetmezliği nedeniyle 90 yaşında hayatını kaybetti.

9 Temmuz 2016 Cumartesi

DEMOKRATLAR KULÜBÜNDE YENİ DÖNEM; BAŞKAN, 13. ve 14. Dönem Milletvekili Enver TURGUT

DEMOKRATLAR KULÜBÜNDE YENİ DÖNEM
Başlangıçta Prof. Dr. Rıfkı Salim BURÇAK ve 20 arkadaşı tarafından kurulan kadim "Demokratlar Kulübü"nün 2016 yılı Olağan Genel Kurulu toplantısı; Anadolu Kulübü Salonlarında ifa ve icra edildikten sonra, Kanun ve Tüzük gereği 19 Şubat 2016 Cuma günlü oturumda “Merkez Yönetim Kurulu”nda görev taksimi yapıldı.

Anadolu Kulübü Salonlarında icra edilen Genel Kurulda üç yıllığına seçilen Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri (13. ve 14. Dönem Milletvekili Enver TURGUT, Doç. Dr. Mehmet ÖZDEMİR, Dr. Namık AYDEMİR, Gazeteci – Yazar Mustafa Nevruz SINACI, Yüksek Mühendis Mehmet Arif DEMİRER, Prof. Dr. Rifat Melih AKTAŞ ve Araştırmacı – Yazar Halûk KILÇIK)’nin katılımı ile en yaşlı üye Enver TURGUT Başkanlığında yapılan görev taksimi sonucu:        
ENVER TURGUT BAŞKAN
Enver TURGUT, Demokratlar Kulübü Genel Başkanlığı’na; Mehmet Arif DEMİRER, Genel Başkan Vekilliğine; Mustafa Nevruz SINACI, Genel Sekreterliğe; Mehmet ÖZDEMİR, Genel Muhasipliğe; Oy birliği ile getirildiler. Namık AYDEMİR, Rifat Melih AKTAŞ ve Halûk KILÇIK ise Merkez Yönetim Kurulu Asil Üyesi; Ali ABALI, Ertuğrul MAT ve Kemal CAMBAZOĞLU’da Yüksek Denetleme Kurulu üyesi olarak görevlerini sürdürecekler.   Yaklaşık 3.5 saat süren toplantıda, görev taksiminden başka; Yakın geçmiş, mevcut durum ve ümitle bakılan yeni dönem üzerinde müzakereler yapılarak: Ayrıntılı bir “Faaliyet Programı ile Uygulama ve Eylem Plânı” hazırlanmasına; Yassıda’nın “Sözde kültür, eğlence ve rant merkezi haline getirilmesi” girişimlerine mukabil “bir karşı tavır takınılması” ile konuya dair kamuoyu oluşturulmak üzere gerekli çalışmaların başlatılmasına;    
En kısa sürede “Demokratlar Kulübü Merkez ve Sosyal Amaçlı Lokali” olarak kullanılmak üzere, uygun bir büro/daire tutulmasına; (İcabında, Kulübün kendi malı ve mülkiyetine kazandırılacak bir daire için bağış ve yardım kampanyası açılmasına) Şube kuruluşları için inceleme, araştırma ve gerekli temaslarda bulunulmasına;   İvedilikle bir iletişim zinciri oluşturulmasına; Yeni üye kaydı amacıyla (ön hazırlıklar tamamlandıktan sonra) geniş bir kampanya başlatılmasına ve özellikle bu kampanya kapsamında kullanılmak üzere “tanıtıcı” bir BROŞÜR çalışması yapılmasına...  
Ayrıca, Yüksek Danışma ve Bilim Kurulu ile gerekli görülmesi halinde diğer yan kurul, yardımcı kuruluş, komite ve komisyonların (yeri ve zamanı geldikçe) teşkil edilerek faaliyete geçirilmesine karar verildi.  - Haberin devamına http://www.hurriyethaber.com.tc/2016/2/demokratlar-kulubunde-yeni-donem-h490.html adresinden ulaşabilirsiniz.

23 Haziran 2016 Perşembe

MÜKEMMELİYETİ ARAMAK (Vefatının Birinci Yıldönümünde Süleyman Demirel'in İslamköy Çalcatepedeki anıt mezarı başında bir anma töreni) NACİ AKIN

MÜKEMMELİYETİ ARAMAK
NACİ AKIN
17 Haziran Cuma günü 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in İslamköy Çalcatepedeki anıt mezarı başında bir anma töreni vardı. Bir hafta kadar önce merhum Demirel'in Güniz sokaktaki evinden aradılar. Telefonumun ekranında numarayı görünce heyecanlanmadım desem yalan olur. Zira yıllar boyu o numaradan arandığımda ya kendisini karşımda bulurdum ya da onun bir mesajı bana iletilirdi. Devlet töreni ve takip eden programlar bana iletildi ve resmi davet tebliğ edildi. Biz de 17 Haziran günü Türkiye'nin dört bir yanından gelen dostlarımızla orada hazır bulunduk.
Devlet töreni denildiğine bakmayın. Düpedüz milletin töreniydi. Devlet sadece işin protokol kısmındaydı. Cumhurbaşkanını genel sekreteri, Hükümeti de Çalışma Bakanı Süleyman Soylu temsil ediyordu. Vali, kaymakam, belediye reisi ile bazı milletvekilleri ile bir tören mangası da Devlet adına diğer sayabileceklerimizdi. Geri kalan milletin hemen her kesiminden binlerce seveniydi. Kimler yoktu ki; başta ilerlemiş yaşına rağmen dava ve kader arkadaşlarından İsmet Sezgin ile bakanları, milletvekilleri, il başkanları, ilçe başkanları, belediye başkanları, köylüsüyle kentlisiyle halkın her kesimi oradaydı. Türkiye'nin kalkınmasına birlikte omuz verdikleri bürokratları, adları hiçbir şaibeye, yolsuzluğa, ihale tezgahına karışmamış, havuzlarla anılmamış, sadece vergi rekortmenleri listesinde ve 500 büyük kuruluş listelerinde yer almış sanayiciler, çoğu İTÜ'lü müteahhitler, iş adamları, ihracatçılar da oradaydılar. Törene Diyanet İşleri eski başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'ın veciz ve anlamlı duası da renk kattı. Törenle ilgili haberleri gazetelerde ve TV'lerde izlediniz ben ayrıntıya girmeyeceğim. Öğleden sonra Süleyman Demirel Üniversitesindeki panele odaklanacağım.
Rektörüyle, idarecisiyle, öğretim üyeleri ve öğrencileriyle üniversite bugün için dört dörtlük hazırlanmışlardı. Kapıda bizi rektör vekili Murat Ali Dulupçu karşıladı. Kendisiyle 10 yıl kadar önce 5 yıllık kalkınma planı hazırlıkları kapsamında DPT'nin bölgesel gelişme özel ihtisas komisyonunda ben başkan o da raportör olarak birlikte çalışmıştık. Ben hemen tanıdım ama o kendini takdim edince hoş bir espriyle iğneleyiverdim. Tabi bu dostça ve samimi bir kucaklaşma ile sonuçlandı.
Açılış konuşmasını o yaptı. Siyasi yönünü bilmem hiç de merak etmedim ama devlet adamı vasfıyla Süleyman Demirel bu kadar mı güzel anlatılabilirdi? Demirel'in hem siyasi hem teknokrat, bürokrat ve devlet adamı yönlerini bilenlerdenim, ama ben bile birçok yönünü kaçırmışım. Bir de Üniversitenin İletişim Fakültesi öğrencilerinin hocaları nezaretinde hazırladıkları bir film izledik, çıkışta da bir CD'sini takdim ettiler. Ellerine sağlık bu genç yavruların, havuz medyasının, yandaş televizyonların bu gençlerden alacakları çok dersler olduğunu düşünüyorum. Bu gençler oldukça yarınlarımızdan da endişe duymamalıyız.
Sayın Dulupçu'nun konuşması ve izlediğimiz filmde çok anlamlı sözler vardı. Annem'in yazdığı "Öteye Mektup" adlı kitapta "İnsan yazarsa öldükten sonra da öğretmeye devam eder" diye bir sözü vardı, bu sözü TV sohbetlerinde ve salon konuşmalarında da tekrarlamıştı. Dulupçu konuşmasında Demirel'le ilgili anlattığı anekdotta ve tekrarladığı Demirel'e ait bir sözde de aynı anlama gelecek ifadeler vardı.
Demirel bir öğretim yılı açılışında verdiği ilk derste hocalara ve öğrencilere hitaben "Ben adımın yer aldığı bir yerde mükemmeliyeti ararım" ifadesini kullanmış. Dulupçu biz kendisinin bu sözünden ilham aldık ve onun da desteği ile mükemmeli yakalamaya çalışıyoruz, belki Türkiye'nin en iyi üniversitesi olmayabiliriz ama en hızlı gelişen ve büyüyen üniversitesiyiz dedi. Bugün ise SDÜ ilham alan değil ilham veren bir eğitim yuvası olma yolunda hızla ilerliyor. Birçok büyükşehir üniversitesinde bile olmayan bir öğrenci kapasitesine, 80.000 öğrenciye sahip. Bugüne kadar 175 bin mezun vermiş, buna her yıl 20 bin dolayında mezun ekleniyor. Üniversitenin logosunda bir gül figürü ve Demirel'in imzası yer alıyor. Bu da demektir ki Bugün 175 bin 15 yıl sonra ise en az 500 bin kişinin diplomasında Demirel'in imzası olacaktır.
Üniversiteye en büyük desteği rahmetli Demirel ve kardeşi merhum Şevket Demirel vermişler. Bu hızlı gelişmenin altında onların imzaları var. Dulupçu Demirel kardeşlerle olan bir sohbetini de anlattı. Şevket Bey'in "abi bugüne kadar sayısız barajlar, yollar, köprüler, fabrikalar yaptın, her köye elektrik verdin, elbette bunlar ülkenin kalkınması için gerekiyordu. Ancak yıllar geçer o barajların arkasındaki sular tükenir, yollar yetmez yenileri yapılır, köprüler yıkılabilir, fabrikaların teknolojileri köhneleşir yenileri yapılır, eserlerin bir gün anılmaz hale gelebilir ama insana, gençlere yapılacak bir yatırım ilelebet baki kalır" sözlerini hatırlattı. Onun en büyük eserinin de adını taşıyan bu Üniversite olduğunu vurguladı.
Süleyman Demirel bir yıl önce ebedi aleme göçtü, ama bugün eserleriyle ve fikirleriyle yaşıyor ve hala yol göstermeye devam ediyor. Ben bizi karşılayan pırıl pırıl gençlerin, öğrencilerimizin gözünde bu ışıltıyı gördüm. O gençler mükemmeliyeti yakalamak için onun izinde gidiyorlar. Onun en büyük özlemi ise kalkınmış, hür ve müreffeh Büyük Türkiye ve kusursuz, mükemmel işleyen bir demokrasiydi. Bu gençler onu yakalayacaklardır, rahat uyu Demirel…(22 Haziran 2016 Çarşamba)

11 Mayıs 2016 Çarşamba

Mansur YAVAŞ Yönetim Kurulu Üyeleri ile hazır olan vatandaşlara projelerini anlattı.


Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı adayı MANSUR YAVAŞ, Kısa adı SEN-DER olan "Emekli Sendikacılar Derneği'ni" ziyaret etti. Ziyarette, geleneksel kuru fasulye ziyafeti çekildi. Yemeği müteakip Mansur YAVAŞ Yönetim Kurulu Üyeleri ile hazır olan vatandaşlara projelerini anlattı. 

Emekli Sendikacılar Derneği: "EMEK MÜCADELESİNDEN TAVLA ŞAKIRTISINA…"

EMEK MÜCADELESİNDEN TAVLA ŞAKIRTISINA…
EMEKLİ SENDİKACILAR DERNEĞİ
Emekli sendikacılar Necatibey Caddesi’ndeki Emekli Sendikacılar Derneği’nde buluşuyor.
Emek mücadelesinden, tavla şakırtısına Yıllarca Türk işçi hareketine öncülük eden, emek mücadelesine omuz veren eski tüfek sendikacılar, yılların yorgunluğunu okey masasında çay, kahve yudumlayarak, hatıralar anlatarak, ilginç paylaşımlar yaparak ve sohbet ederek atıyor.
YORGUN SİLÂHŞÖRLER VE TAVLA ŞAMPİYONALARI
Necatibey Caddesi’ndeki Tarım-İş Sendikası eski genel merkezi binasında bulunan Emekli Sendikacılar Derneği Ankara Şubesi’nde, bir zamanların Türk işçi hareketinin önderlerinden, eski AP Samsun Gençlik Kolları Başkanı ve CHP Genel Başkan Yardımcılığı görevini de yapan, emekli parlamenter Petrol-İş Sendikası eski Genel Başkanı Cevdet Selvi, yine Petrol-İş Sendikası eski genel başkanı, Petrol Ofisi çalışanı Bayram Yıldırım, Basın-İş Sendikası eski genel başkanı Ali Ekber Güvenç, Demiryol-İş Sendikası eski genel başkanı Mehmet Acıdereli, Tez Koop-İş Sendikası eski genel başkanı Uğur Batmaz, Tes-İş Sendikası eski genel başkanı ve 13. 14. Dönem Kayseri ve İzmir Milletvekili Enver Turgut ile diğer emekli sendikacıları burada görmek olası.
Emekli Sendikacılar Derneği Başkanı
ENVER TURGUT
DERNEĞİN ANKARA ŞUBESİ
Kısa bir süre önce dernek Başkanlığı seçimini kazanarak, eski şube başkanı İsmail Özkan’dan bu görevi devralan Emekli Sendikacılar Derneği Ankara Şube Başkanı, Demiryol-İş Sendikası eski genel mevzuat sekreteri Mahmut Soysal, genel merkezi İstanbul’da olan derneğin Ankara şubesinin 1999 yılından bu yana etkinliğini sürdürdüğünü söylüyor.
ESKİ BAŞKAN MAHMUT SOYSAL
Soysal, “Şubemizin 160 üyesi var. Bir zamanlar emek mücadelesine katkı vermiş ve Ankara’da ikamet eden sendikacıları burada görebilirsiniz. Birlikte mücadele ettiğimiz, alanlarda kol kola yürüdüğümüz arkadaşlarımızın hepsi burada. Eski sendikacılar, burada çay kahve içerek, okey ve tavla oynayarak, ya da anılarını tazeleyerek, emekliliğin tadını çıkarıyor. Bir de perşembe günleri kuru fasulye partimiz var. Tüm emekli sendikacı arkadaşlarımızı buraya bekliyoruz” diye konuşuyor.
ŞİMDİ BAŞKAN: ENVER TURGUT
Halihazır Derneğin Ankara Şubesi Başkanı: Tes-İş Sendikası eski genel başkanı 13. ve 14. Dönem Kayseri ve İzmir Milletvekili Enver Turgut.